Clean The Sea!’de yaşadığım hazzı tek cümleyle açıklıyorum: Asla boş çıkmayan bir kazı kazan kartını sürekli kazımak gibi.
Tek bir işimizin olduğu, zaman kısıtlaması olmayan oyunları seviyorum. İnsan sürekli teknik kasıp taktik düşünemez, bazen sakin sakin denizden çer çöp temizlemek gerekiyor. Clean The Sea!’de zaten bundan ibaret.
İşe küçük bir tekneyle ve DENİZE ARABA DA ATMAZSIN AMA YANİ diyerek başlıyoruz. 15 çöpü topla, hop satış noktasına getir, para kazan ve alan “temiz” sayılana kadar devam et. Sonra yeni bir alan aç. Bu tür bir “casual” oyundan bekleyeceğiniz zorlamayan, darlamayan, tatminkar bir oyun döngüsü.
Elbette bu oyun döngüsünü canlandıran birçok etmen var. Tahmin edebileceğiniz üzere kazandığımız paralarla teknemizin hızını ve çöp taşıma kapasitesini artırabiliyoruz. Birkaç upgrade sonrası çöpleri böyle çuvalla foşur foşur toplamaya başladı mı asıl oyunun keyfi çıkmaya başlıyor bence.
Yunuslar adına denize yatak atan adama bir dur deyin!!
Eğer denizi olduğu gibi temizleyeceğim ve her şey çok güzel olacak diye hayal kuruyorduysanız o hayalleri suya düşürmeye geldim. Çünkü Clean The Sea!’de çöpler asla bitmiyor.
Alın size %100 gerçekçilikte bir oyun.
Temizlediğiniz alanlarda yeni çöpler belirmeye devam ediyor ara sıra, eski yoğunluğunda olmasa da. Bu alanlara dönmek zorunda değilsiniz ama bazı şeylerden mahrum kalabilirsiniz dönmezseniz. Mesela 10 dakikada bir para veren sandıklar. Ya da zaman zaman beliren süreli destek paketleri.
250’ye kadar çöp toplamanızı sağlayan ya da sizi fazlasıyla hızlandıran, denizin ortasına bir satış noktası daha açan bu kısa süreli destekler ara sıra ortaya çıkarak oyunun monotonlaşmasının önüne geçiyor.
Ben bilgisayarda bu tür düşük risk / bol kazanç olarak adlandırdığım türde oyunlardan birkaç tane tutmayı seviyorum. İş arasında kafa dağıtmak için 15-20 dakika girip çıkıyorum. Clean The Sea!’de tam bu işe biçilmiş kaftan bir oyun. Mobil oyunlarla çok vakit geçirmeyen ben ve bensi insanlar olarak Steam’den de böyle şirin bir oyuna erişebileceğiz artık.
|