MCU’nun Yeni Berbatı Kang The Conqueror Kimdir?
Marvel Sinematik Evreni içerisinde yeni bir döneme giriyoruz ve bambaşka kahramanların, yeni yeni düşmanlarla mücadelesini yine beyaz perdede izleyeceğiz. Her ne kadar Captain America ve Iron Man gibi isimlerin emekli olmasıyla birlikte MCU önemli bir güç kaybetse de ceplerinde hazır duran Fantastik Dörtlü ve X-Men‘in bir noktada devreye girmesiyle stüdyo zaman kaybetmeden izleyici kitlesini genişletmeye devam edecektir. Her ne kadar büyük çoğunluk yeni kahramanlara odaklanmış olsa da yeni dönem MCU’da bolca yeni kötü adam da göreceğiz. Bunlardan şu an için belli olanlar için konuşursak en ilginci Kang the Conqueror.
Ant-Man 3 filminde Jonathan Majors‘un canlandıracağı Kang, kendi başına oldukça önemli bir karakter, hatta neredeyse Marvel Evreni içerisinde tüm Ant-Man külliyatından daha büyük bir yere sahip. Onun bu kadar ilgi çekici ve önemli olması da karakterin sadece Ant-Man 3 ile sınırlı kalmayıp MCU’nun dördüncü aşamasında asıl kötü adam olarak karşımıza çıkmasını sağlayabilir. Peki bu Kang kimdir ve onu bu kadar özel kılan şeyler neler?
3000 Kere Maşallah
Marvel’ın ikonik ikilisi Stan Lee ve Jack Kirby tarafından yaratılan Kang, ilk kez 1964 yılında yayınlanan The Avengers’ın 8. sayısında görücüye çıktı. 31. yüzyılda Reed Richards’ın torunu olarak bildiğimiz Nathaniel Richards, iflah olmaz bir Victor von Doom hayranı. Onun zaman yolculuğu çalışmaları üzerinde ustalık yapan Richards, antik Mısır’a gidip daha sonradan Apocalypse olarak da bileceğimiz mutant En Sabah Nur’un varisi olmak gibi çılgın bir plana sahipti. Geçmişe gittiği zaman Firavun Rama-Tut olarak da bilinen Richards’ın bu Rama-Tutu hali aslında 1963 yılında Fantastik Dörtlü çizgi romanlarında yer almıştı. Yani hayranlar o dönem için bilmeden Nathaniel Richards’ı tanımış oldular.
Tabii ki Antik Mısır’ı yönetme planları Fantastik Dörtlü tarafından bertaraf edilen Nathaniel, bu kez gözünü 20. yüzyıla dikerek sorunun köküne inmeye karar verdi. Burada Doctor Doom ile de tanışan Richards bir anda kendini Scarlet Centurion olarak Doom’un yanında savaşan bir kötü adam olarak buldu. Burada evrenin geçmişi hakkında da kendini geliştiren Nathaniel bir noktada kendisini Dr. Doom’un varisi olarak düşünmeye başlayıp, büyük büyük büyük babasının Doom olabileceğine de kendini kaptırmıştı. Avengers üyelerinin karşısına alternatif evrenlerden düşmanlar çıkartarak onları yenmeyi planlayan ikili bu hayallerini gerçekleştiremedi ve Richards yeniden 31. yüzyıla dönmek zorunda kaldı.
Fatih Kang’ın Doğuşu
Yirminci yüzyılı detaylı bir şekilde gören Nathaniel Richards, oradaki teknolojinin kendi çağındakiyle mücadele edemeyeceğinin farkına varınca. 31. yüzyılın teknoloji ve silahlarını kullanarak kendine Kang the Conqueror adını verdi. Egosundan hiçbir şey kaybetmeyen Kang, yeni icatlarıyla birlikte galaksi üzerinde bir dominasyon kurmaya başladı. Ancak iş yine bildiğimiz Earth-616 ve 20. yüzyıl dünyasına gelince Kang’ın uykularını kaçıracak bazı savaşlar yaşandı. Yeniden Avengers ile karşı karşıya gelen Kang, bu kez Avengers’ı alt etmeyi başardı. Ancak The Wasp’ı pek önemsemeyen Kang’ın sonunu da bu kibir getirdi.
Wasp ve Rick Jones’un yardımıyla bir kez daha yenilen Kang bu noktadan sonra başka bir karakter gelişimi içerisine girdi. Bir dönem Ravonna ile karşılık bir aşk da yaşıyan Kang’ın modern dönem Marvel’a girişi ise Beyonder ile birlikte başladı. Secret Wars sırasında Kang’ı kötülerin ekibine yerleştirerek yeniden hayata döndüren Beyonder belki de zaman çizgilerinde kendinin bile cesaret edemeyeceği bir kaosun önünü açtı. Çoklu evrenler konusunuda da ustalık sahibi olan Kang bir noktadan sonra tıpkı Rick and Morty’deki “Rickler Konseyi” gibi “Kanglar Konseyi” gibi bir yapıyı da oluşturmuş oldu. Dan Harmon güzel yerden ilham almış 🙂
MCU’nun Da Fatihi Mi?
Sadece zaman değil farklı evrenler içerisinde farklı isimler ile gördüğümüz Kang’ın MCU rolünün çizgi romanlardaki kadar detaylı olmasını beklemek pek mantıklı değil. Ancak özellikle Reed Richards ve Fantastik Dörtlü’nün gelişine açılan kapıyı aralayacak en kritik isim Kang gibi gözüküyor. Zaten işin çoklu evrenler kısmında en kilit rolde olan MCU karakteri de yine Ant-Man idi. Kang’ın bu filmde yer alacak olması MCU’nun çoklu evrenleri daha da irdeleyeceğinin hatta belki de mutantlar ile birlikte X-Men’i de evrene sokmanın yolunu açacağı filmin Ant-Man 3 olduğunun işaretçisi olabilir.
Kang ismi ortaya çıktığından bu yana özellikle çizgi romanları bilen hayranlar bu teoriler üzerine kafa yormaya başladı bile, zaten Kang ile birlikte Thanos sonrası “büyük kötü adam” boşluğunu dolduracak olan Marvel/Disney ortaklığı çoklu evrenlerle birlikte bir taşla iki kuş vurmayı planlıyor. Bence oldukça yerinde bir kötü adam seçimi ve geleceğe dair vaat ettiği potansiyelle Ant-Man 3 filmini merakla beklemek için en güzel sebep Kang the Conqueror oldu. Tabii Dr. Strange ve WandaVision ile birlikte farklı zaman çizgilerinin de irdeleneceğini unutmamak lazım. MCU’nun geleceğinde çok fazla karakterin yanı sıra çok fazla zaman çizgisi de yer alacak gibi duruyor. Bu kimileri için iyi olsa da bu zamana kadar izlediğimiz MCU’nun “basit eğlence” anlayışını biraz daha karmaşık hale getirebilir. Lakin Disney, yine işleri en basit hale getirecek bir plan için Kevin Feige’e tam yetki verecektir.
Ant-Man 3 için planlanan vizyon tarihi 2022 yılı içerisinde gözüküyor. Muhtemelen Disney+ ile birlikte sıkışan takvim nedeniyle dördüncü aşamanın tamamlanması biraz gecikecektir. Tüm dördüncü aşamanın sonunda asıl kötü olarak Kang’ı görmek enteresan olabilir. Ancak belki de Marvel Stüdyolarının daha çılgın bir planı olabilir o da tıpkı Infinity Saga gibi bir Kang Saga’ya hazırlık yapmak olabilir. Belki de Kang ile birlikte evrene dahil olan Dr.Doom da bu yeni dönemin bir diğer kilit parçası olabilir. Şu an için tüm bunlar teoriler ve varsayımlardan ibaret ama Marvel Külliyatı’nın en önemli kötülerinden birisi olan Kang’ı beyaz perdede izlemek oldukça eğlenceli olacağa benziyor.